Kekova Adası Tarihi Bilgiler
Kekova Adası tarihi ile geçmişe ışık tutar. Kekova Likya dilinde Dolichiste olarak anılmıştır. Günümüzde Antalya’nın Demre ilçesine yakın konumda yer alır. Türkiye’nin aklı güzellikleri arasında yer alan bu özel bölge denize yakın konumda yer alan adalardan oluşur. Yüzölçümü olarak 4.5 km2 olarak ölçülen alanda günümüzde yaşayan nüfus bulunmamaktadır.
Türkiye’nin tarihine yansıtan yerlerden birisi olan Kekova özellikle son dönemlerde çok fazla sayıda ziyaretçiyi kabul etmektedir. Gezginlerin ve denizin tadını çıkartmak isteyenlerin yanı sıra arkeoloji araştırmalarını sürdüren tarihçiler tarafından da ilgi görür. Her bir alanında tarihi barındıran bu korunaklı bölgede hem yakın hem de uzak dönemden birçok önemli kalıntı yer almaktadır.
Kekova ismi ilk olarak 19. Yüzyılda Cramer tarafından duyulmuştur. Birçok kaynakta isminin Kakava olarak geçtiği bilinir. Günümüzde is son hali Kekova olarak anılmaktadır. Kekova, sadece bir ada değil, aynı zamanda bulunduğu bölgenin genel adıdır. Bölgenin bir kısmı denizler altında kalmış olsa da günümüzde su yüzeyinde kalan kısımlarda oldukça önemli arkeoloji araştırmaları gerçekleştirilir.
Arkeoloji Turizminin Gözbebeği Kekova
Kekova birçok farklı antik yaşam yerine ev sahipliği yapmaktadır. Tarihi dönemlerde burada sürdürülen yaşama ait birçok önemli kalıntı günümüzde arkeologlar tarafından bulunarak incelemeye alınır. Önemi ve son yıllardaki ilginin artması nedeni ile Kekova yakın dönemde özel koruma alanı olarak ilan edilmiştir.
Kekova’da yer alan Tybertissos kentinin kalıntıları Roma ve Helenistik döneme işaret eder. Burada çok sayıda lahit ve güvercin yuvasını andıran mabet bulunmaktadır. Ayrıca burada Bizans döneminde yapıldığı tahmin edilen bir de kilise yer alır. Bu kilise Dor üslubu ile yapılmıştır ve yapımında çevrede bulunan diğer yapıların kalıntılarından yardım alındığı öne sürülür.
Kekova içerisinde birçok farklı yerde küçük yerleşim alanı olduğu tespit edilmiştir. Bu yerlerin tek başına önem ifade etmeyeceği düşünülerek hepsi Lykia birliği içerisinde değerlendirilir.
Ada üzerinde henüz keşfedilmemiş çok sayıda mimarı yapısı bulunmaktadır. Bu yapılardan bir tanesi de Bizans’a ait olduğu düşünülen bir kilise benzeri yapıdır. Ancak yapıların çoğunun hasar görmüş olması, üzerinde yapılacak araştırmaları zorlaştırdığından, kesin bulgulardan söz etmek mümkün olmaz. Kekova Adası’nda bulunan en önemli tarihi yapılardan bazıları şunlardır;
- Lahitler
- Mendirekler
- Yapı kalıntıları
- Kayadan oyulmuş bir tiyatro
- Kaya mezarları
- Su sarnıçları
- Mezarlıkların oluşturduğu nekrapol sahası
- Su altında kalmış bir rıhtım
Bugün bu bölgelere bakıldığında Tersane Koyu’nun hemen yan tarafında deniz altında birtakım dükkanların olduğu göze çarpar. Aynı bölgede tam karşı hizada ise yine denizin altında ne olduğu belirlenemeyen farklı yapılar olduğu bilinir. Ancak şimdiye kadar yapılan araştırmaların yüzeysel olması nedeni ile bu bölgede tam olarak ne olduğu hakkında kesin bir bilgi yoktur.
Sular Altında Kalmış Bir Güzellik
Kekova Adası tarih dönemlerinden itibaren çok sayıda depreme maruz kalmıştır. Yaşanan bu depremler bölgede ayışız yıkıma ve çöküşe neden olmuş ve Kekova Adası’nın bir kısmı sular altında kalmıştır. Ununla birlikte bölgede bulunan yerleşim alanları ve koyların da denizin altında kalan kısımlarının olduğu bilinir.
Kekova Adası’nda bulunan deniz temizliği ve berraklığı ile ön plana çıkar. Bu durum deprem sırasında suyun altına gömülen yerlerin günümüzde halen çıplak göz ile görülebilmesini sağlar. Buraya gelen birçok tarih araştırmacısı adaların kıyılarında gezerek tarihte yaşamın sürdüğü deniz altı kalıntılarını inceleyebilmektedir.
Kekova Adası’nda bulunan tarihi deniz altı kalıntıları, yapılacak olan dalışlar ile de yakından izlenebilmektedir. Turistik açıdan zenginlik kazanan bölgede deniz altına gerçekleştirilecek dalışlar ile daha detaylı şekilde gözlemlenebilir. Günümüzde Kekova’nın sular altında kalan bölümü hala önemli tarih araştırmacıları tarafından takip edilir. Kalıntıların ait olduğu dönemler ve hangi uygarlıkların bölgede yaşam sürdükleri, bu kalıntılar ile kolayca anlaşılabilmektedir.
Kekova Adası tarihi dendiğinde akla ilk gelen şey şüphesiz denizin altındaki batık şehir kalıntılarıdır. Bölgenin kuzeyinde ikinci yüzyılda yıkılarak yok olan Dolkisthe kentine ait önemli kalıntılar yer almaktadır. Bu bölge Bizanslılar döneminde yeniden kurularak inşa edilmiştir. Daha sonraki dönemlerde gerçekleşen Arap istilaları maalesef bu yeniden kurulmanın uzun soluklu olamamasına neden olmuştur.
Günümüzün En Önemli Plajları Kekova’da
Kekova Adası önemli tarihi ile günümüzde Türkiye’nin en özel alanları arasında yer alır. Birçok farklı uygarlığın yaşam tarzını günümüze kadar getiren bu bölgenin plajları şu an Türkiye’nin en temiz plajları olarak öne çıkar. Berrak suyu ve duru güzelliği ile ön plana çıkan yer aynı zamanda yüzme ve dalma gibi su sporlarının da gerçekleştiği yer olarak öne çıkar.
Kekova Adası tarihi açıdan zengin olmakla birlikte günümüzde de çok farklı açılardan öneme sahiptir. Bu özel bölge 18 Haziran 1990 yılında Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından koruma altına alınmış ve özel sit alanı olarak ilan edilmiştir. Burada gerçekleştirilecek her türlü yüzme ve dalma sporu için bakanlıktan izin gerekir. Özel koruma izni bölgede yer alan tarihi yerler için geçerli olup, batık şehirler için geçerli değildir.
Kekova yılın her mevsiminde yoğun ziyaretçi alır. Bu eşsiz bölgeyi dilediğiniz zaman ziyaret edebilir ve hem tarihi hem de doğal güzellikleri yakından görebilirsiniz. Kekova ziyaretinizde tercih edebileceğiniz en iyi konaklama seçenekleri için https://www.kekovasahilpansiyon.com/ adresini gözden geçirebilirsiniz.